Makaleler

Corona ya da diğer bir değişle COVİD-19 birçok kişinin hayatında maddi zorluklara ve kayıplara neden oldu. Ekonomik acze düşen kişiler, kira sözleşmeleri başta olmak üzere, salgından çok önce imza altına aldıkları sözleşmelerdeki edimlerini ifa edemez konuma geldiler. Bu durum da birçok hukuki meseleye neden oldu. Uyarlama davaları ise, bu gibi zor durumdaki şahısların ilk önce başvuracağı yollardan biri.

Nedir Uyarlama Davaları?

En basit tabirle, uyarlama davaları; tarafların arasında imzalanan kira sözleşmesinin sonradan değişen koşullara uydurulması talebi ile açılan davalar şeklinde tanımlamak mümkündür.

Kural olarak kira akdinin kurulduğu tarihte sözleşmenin tarafları arasında dengenin bulunduğu kabul edilir. Uyarlama davası ise, sözleşmenin imzalanmasından sonra meydana gelen toplumun büyük kısmını etkileyerek kişilerin sosyo-ekonomik düzenini bozan olaylar sonrasında taraflardan biri için edimin ifasının katlanamayacak hale gelmesi gerekçesi ile açılır. Davada uyarlama yolu ile “kira parasının değişen durumlara uyarlanması” talep edilir. Bu davayı açarken önemli olan husus ise, sözleşme imzalanırken meydana gelen olayın öngörülebilir ve beklenilen bir durum olmamasıdır. Davacının kendi kusuru ile neden olduğu bir durum nedeni ile uyarlama talep etmesi mümkün değildir.

Uyarlama Davasının Dayanağı

Hukukumuzda uyarlama davaları 6098 sayılı Borçlar Kanunu madde 138 de; “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.”  Şeklinde anlatılmıştır ve uyarlama davalarının da dayanağı budur.

Diğer bir değişle uyarlama davaları Türk Hukukunda benimsenmiş olan “pacta sunt servenda” yani sözleşemeye bağlılık ilkesinin istisnası niteliğindedir.

Uyarlama Davası Şartları Nelerdir?

  • Sözleşme akdedilirken öngörülemeyen, öngörülmesi mümkün olmayan bir durumun meydana gelmiş olması
  • Bu olağanüstü durum, borçlunun kendi kusurundan kaynaklanmamış olmalıdır.
  • Sözleşmede borçluya yüklenen edimin ifası dürüstlük kuralına ve iyi niyete aykırı derecede güçleşmiş olmalıdır.

Uyarlama Davası Açılırken Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

  • Davanın HMK kuralları uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde açılması gereklidir. Yetkili mahkeme ise, kiralanan taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleridir.
  • Aşırı ifa güçlüğü doğduğu andan itibaren derhal açılması gereken bir davadır.
  • Uyarlama davalarında geçmişe dönük olarak kira bedellerinde uyarlama talep etmek mümkün değildir. Ancak doğacak kira bedelleri açısından uyarlama talep edilebilir.
  • Dava neticesinde kira bedeli, yeni koşullara göre yeniden uyarlanır.
  • Dava açılırken nispi harç ödenir.
  • Uyarlama davası 1 yılı geçmemiş olan kısa süreli kira sözleşmelerinde ya da kira sözleşmesinin sona ermesine 1 yıl kalması durumunda açılabilmesi mümkün olmaz

Tacirlerin durumu ne olacak?

Tacirler bakımından BK. 138’in uygulanıp uygulanamayacağı içtihat ve doktrinde tartışmalıdır. Ancak baskın görüş, eğer tacir basiretli bir tacir olmasına rağmen meydana gelen olağanüstü hali öngörmesi mümkün değilse, bu maddenin tacir kişiler içinde uygulanması mümkün olması gerekmektedir.

Covid -19; yukarıda sayıldığı gibi, hiç kimse tarafından öngörülemeyen bir mücbir haldir. Bu nedenle covid-19 nedeni ile sözleşmelere uyarlama talep edilebilecektir. Ancak ülkemizde 12 Mart salgının başlangıç tarihi olarak kabul edildiği ve bu tarihten itibaren kurulan sözleşmelere uyarlamanın uygulanmasının iyi niyetli olmadığını belirtmekte de fayda vardır. 

Av. Gülen Hidayetoğlu